Misket bombası nedir, neden siviller için sorun yaratırlar, kimler kullanıyor, nerelerde kullanıldı? |
1. Misket bombası nedir?
Misket bBombaları, içinde yük konteynırları ve alt askeri donanımlar bulunan silahlardır. Bu yük konteynırları ateşlenir, havaya fırlatılır ya da uçaktan veya büyük toplardan atılır. Konteynırlar bir hedefin üzerinde açılır ve içinde bulunan ve hedefe çarptıklarında patlamak üzere tasarlanmış olan donanımlar yayılırlar. Bu silahların içindeki bu parçacıklar dağılan silahlardır ve hem silahlı araçlara hem de askerlere karşı oldukça etkilidirler. Bu silahların içinde yüzlerce parçacık vardır ve patladıklarında bir kilometrekarelik alana yayılabilirler.
Bu silahlara Misket Bombası ya da misket silahları adı da verilir.
Çok geniş bir alanı patlamalar ve şarapnellerle kaplayan Misket Bombaları saldırı sırasında siviller için büyük sorun yaratırlar. Bir Misket Bombasının ‘ayak izi’ bir kilometre kareyi kaplayabilir. Misket Bombaları yaşam alanlarında ya da yaşam alanlarına yakın bir yerde patlatıldıklarında askeri ya da sivil hedef ayrımı yapmazlar. Günümüzde yaşanan askeri çatışmaların büyük çoğunluğu yerleşim alanları içinde gerçekleşiyor. En modern askeri güçler, Misket Bombalarını, savaş stratejilerinin bir parçası olarak ellerinde bulunduruyorlar. Bu şu anlama geliyor; misket bombalarının gelecekte de siviller için büyük sorunlar yaratma olasılığı oldukça yüksektir.
Bu sadece Misket Bombalarının oluşturduğu bir sorun değildir: Misket Bombası atılan alanlarda çok sayıda patlamamış bomba da kalır. Patlamayan bu parçacıklar, çocuklar onları ellerine almaya çalıştıklarında; insanlar tarlalarında çalışırken bir aletle çarptıklarında patlayabilirler. Hatta bazen, tıpkı mayınlar gibi, bir dokunuşla bile patlayacak kadar hassas olurlar. Patlamamış olan bu parçacıklar, savaş bittikten sonra da uzun bir süre daha, insanların yaşamlarını ve yaşam alanlarını risk altında bırakırlar.
Misket bombaları, niceliksel ve niteliksel olarak diğer üniter bombalardan ve silahlardan farklıdırlar. Bir alan üzerindeki düşman hedefleri yoketmek üzere tasarlanmış silahlara 'alan silahları' denir. Bütün alan silahları, sivillerin yoğun olarak yaşadığı alanlarda kullanıldıklarında problem oluştururlar. Fakat, bir misket bombası, patladığında, diğer alan silahlarına göre çok daha geniş bir alana yayılır. Misket bombaları, silahın hedefinden ya da hedeflerinden çok daha geniş bir alanı etkiler. Bu, misket bombalarının, etki alanları içindeki askeri olmayan nesneleri de vurdukları anlamına gelir. Dolayısıyla, bir misket bombası, insanların yaşadığı bölgeye yakın bir alana havadan atıldığında, ya da askeri bir hedefe doğru ateşlendiğinde sivillerin ölme ya da yaralanma riski çok büyüktür. Bir misket bombasından kalan patlamamış askeri mühimmat kontaminasyonu, diğer silahlardan, UXO kontaminasyonundan çok daha fazladır. Bu nedenle, misket bombaları, çatışma sonrasında siviller için diğer silahlara göre çok daha yüksek bir tehdit oluştururlar. Bu iki sorunlu özelik, misket bombalarının, çatışma sırasında ve sonrasında sivillerin öldürülmesini ve yaralanmasını önleyecek yeni bir uluslararası anlaşma gerektiren bir silah sistemi olduğunu gösteriyor.
Silahlı güçler, her zaman savaş kurallarına uymak zorundadırlar. Tasarlanma ve kullanılma biçimlerinden kaynaklı olarak, modern çatışmalarda, misket bombası kullanırken savaş kurallarına uymak çok zordur. "Eğer bu şekilde IHL’yi ihlal edemiyorsak, o zaman IHL’yi daha da kötü bir şekilde ihlal etmek zorundayız” demek, uluslararası insan hakları hukukuna uygun değildir. Ayrıca, silahlı güçler, misket bombası kullanamıyor diye, bunun yerine çok sayıda üniter bomba kullanabilecekleri anlamına gelmiyor. Başka seçenekler de var. Silahlı kuvvetler, sivillerin yaralanmasını ve ölmesini önlemek için tam isabet eden silahlar kullanabilirler. Misket bombası kullanmak, sivillerin korunması konusunda samimi olmamak demektir.
Misket bombalarının kullanımının durdurulması kampanyası, tabandan gözlenen bir sorundan yola çıkarak büyüdü. Bu sorun, misket bombalarının sadece hedefe yönelmeyip geniş bir alana yayılan çok sayıda bombacık içermesidir. Bu hatalı ve güvenilmez misket bombaları, hala dünyadaki misket bombası stoklarının çok büyük bir bölümünü oluşturuyor. Hedefe tam isabet eden misket bombaları yaygın olarak kullanılmıyor ve bu silahların siviller üzerindeki etkisi konusunda henüz bir ölçüm yapılmadı. Hedefe tam isabet eden ve az sayıda bombacık içeren bir misket bombası, CMC’nin kampanya konusuna girmeyebilir. Fakat, bunun böyle olduğunu göstermek hükümetlerin işidir. Yeni bir silah sisteminin ortaya çıkmış olması, hükümetleri, gelişigüzel bir etkiye sahip silahlara karşı harekete geçmekten muaf tutmaz.
Misket bombalarından kalan UXO sayısını azaltma çabaları, başarılı olduğunda ve daha güvenilir silahları herkes kullanabildiği taktirde, bu silahın yarattığı tehdidi de azaltacaktır. Fakat, güvenilir bir sistem için 50 yıldan beri bekliyoruz ve gerçek kullanım sırasında güvenilir olma iddiaları giderek zayıflıyor. Daha kaç insanın ölmesi gerekiyor? Her durumda, başarı oranı düşük misket bombaları üretmeye ve satmaya devam ederek, üreticiler, daha güvenilir bir silah üretmeye değmediğine inandıklarını gösteriyorlar. Ayrıca, güvenilirliğinin artması, misket bombalarının daha çok kullanılmasına yol açacaksa, o zaman bu, onların çatışma sırasında ve sonrasındaki etkilerinin de artmasına yol açacaktır.
Misket bombası kullanan devletler: Eritre, Etiyopya, Fransa, İsrail, Hollanda, Nijerya, Rusya, Sırbistan ve Montenegro, Sudan, İngiltere, ABD.
Misket bombası kullanılan ülkeler: Afganistan, Arnavutluk, Angola, Bosna Hersek, Kamboçya, Çad, Çeçenya, Kongo (DR), Hırvatistan, Eritre, Etiyopya, Falkland Adaları, Guinea-Bissau, Irak, İsrail, Kuveyt, Laos, Lübnan, Montenegro, Dağlık Karabağ, Suudi Arabistan, Sırbistan, Sierra Leone, Sudan, Suriye, Tacikistan, Uganda, Vietnam, Yemen, Yugoslavya (Kosovo da dahil), ve Batı Sahara.
Stoklarında misket bombası bulunan ülkeler şunlar: Cezayir, Angola, Avustralya, Avusturya, Azerbaycan, Bahreyn, Belarus, Belçika, Bosna Hersek, Brezilya, Bulgaristan, Kanada, Şili, Çin, Hırvatistan, Küba, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Mısır, Eritre, Etiyopya, Finlandiya, Fransa, Gürcistan, Almanya, Yunanistan, Macaristan, Hindistan, Endonezya, İran, Irak, İsrail, İtalya, Japonya, Ürdün, Kazakistan, Kore, Kuzey Kore, Güney Kore, Kuveyt, Libya, Moldova, Mongolya, Hollanda, Nijerya, Norveç, Umman, Pakistan, Polonya, Romanya, Rusya, Suudi Arabistan, Sırbistan ve Montenegro, Singapur, Slovakya, Güney Afrika, İspanya, Sudan, İsveç, İsviçre, Suriye, Tayland, Türkiye, Türkmenistan, Ukrayna, Birleşik Arap Emirlikleri, İngiltere, ABD, Özbekistan, Yemen
Misket bombaları nedeniyle tam olarak kaç sivilin öldüğüne ya da yaralandığına dair güvenilir bir rakam yok. Fakat, misket bombalarının kullanıldığı belirli çatışmalardan gelen bireysel raporlar, bu çatışamalardaki ölüm ya da yaralanmaların büyük çoğunluğunun misket bombalarından kaynaklandığını gösteriyor. Örneğin, İnsan Hakları İzleme 2003 raporuna göre, Koalisyon Güçleri’nin kullandığı misket bombaları nedeniyle Irak’ta yüzlerce sivil öldü. Ayrıca, misket bombalarından arta kalan savaş gereçleri yüzünden, Laos, Kamboçya ve Vietnam’da yüzlerce sivil öldü. Geçmişteki kullanımlarına dayanarak, misket bombalarının kullanılmaya devam edilmesi, saldırı sırasında ve sonrasında daha fazla sivilin ölmesine yaralanmasına yol açacaktır, diyebiliriz.
Özel olarak misket bombalarını kapsayan hiçbir anlaşma yok. Karamayını ya da yangın bombası gibi silahlara ilişkin, insan hakları hukuku çerçevesinde özel kurallar var. Bu silahlar çok geniş bir alanı etkiledikleri ve çatışma sonrasında çok miktarda artık madde bıraktıkları için Uluslararası Kızıl Haç Komitesi gibi çok sayıda grup, misket bombaları için de özel kurallar konulması çağrısı yapıyor. Çok sayıda ülke, misket bombaları konusunda yeni kuralların getirilmesine karşı çıkıyor ve varolan kuralların yeterli olduğunu söylüyor. Fakat, eğer uluslararası insan hakları hukuku yeterliyse, o zaman misket bombaları kullanıldıkları her yerde insanlık üzerinde nasıl bu kadar korkunç etkiler yaratabiliyor? STK’lar, "eğer bir sorun ve bu sorunu çözmesi beklenen bir hukuk varsa, ve eğer sorunun varlığı hala devam ediyorsa, o zaman ya hukukta ya da hukukun uygulanmasında yanlış olan bir şeyler vardır" diyorlar. Her durumda, misket bombaları konusunda yapılacak yeni düzenlemeler, varolan düzenlemeleri güçlendirecektir. Misket bombaları, uluslararası insan hakları hukukunun aşağıdaki üç düzenlemesi açısından sorun teşkil etmektedirler: Ayırma – Bu düzenleme, ayrım yapmayan saldırıları yasaklar. Ayrım yapmayan saldırılar, belirli bir askeri hedefe yönelik olarak yapılmayan, belirli bir askeri hedefe yönelik silahların kullanılmadığı, kullanılan silahların etki sınırının olmadığı, askeri hedefler kadar sivillerin de etkilendiği saldırılardır. Ayrıca, ayrım yapmayan saldırılar, insanların yaşadığı bölgelerdeki askeri hedeflere yönelik olarak kullanılan saldırılardır. Bunun en iyi örneği, İkinci Dünya Savaşı sırasında büyük şehirlere yapılan halı bombalamasıdır. Ölçülülük – Bu kural, bir saldırdan elde edilen somut askeri avantajın, sivillere verilen zarardan büyük olması gerektiği anlamına gelir. Faklı askeri güçler tarafından farklı şekilde yorumlanan karmaşık bir kuraldır. |
08/04/2008