Mayın Yasağı Sözleşmesi 4.Gözden Geçirme Konferansı Oslo’da başladı
Mayın Yasağı Sözleşmesi 4.Gözden Geçirme Konferansı 25—30 Kasım’da Oslo’da gerçekleştiriliyor.
Dördüncü Gözden Geçirme Konferansı ile 2025 için geri sayım başlatılarak, mayınsız bir dünya için yeni bir atılım yapılacak. Uluslararası Mayın Yasaklama Kampanyası (ICBL), Dördüncü Gözden Geçirme Konferansı ve sonuç belgeleri için şu açıklamalarda bulundu:
• Öncelikle; yüksek ölü ve yaralı sayısının ciddiyetine dikkat çekmeli ve hangi aktör tarafından olursa olsun, her türlü anti-personel kara mayını kullanımını – el yapımı anti-personel mayınlar dahil – kınamalıdır. Bu konular zaten Mayınların Yasaklanması İle İlgili Sözleşme’nin hükümleri kapsamına girmektedir. Tüm Taraf Devletler ve ortakların bu anlayışı paylaşmasının ve el yapımı anti-personel mayınları öbür anti-personel mayınlarla aynı değerlendirmeye tabi tutmasının – onları da kınamasının ve Sözleşme hükümlerinin tümünü onlara da uygulamasının – artık zamanı geldi.
• İkinci olarak; Gözden Geçirme Konferansı ve belgeleri, işin bitirilmesine yönelik olarak güçlü bir üslup taşımalıdır. Oslo Planı tüm mayınlı bölgelerin “mümkün olan en kısa sürede” temizlenmesi şeklindeki somut yükümlülüğe tekrar vurgu yapmalıdır. Temizlik için verilen mühletle ilgili olarak çok fazla devletin çok fazla ek süre istediğini biliyoruz. Dahası, bazı taraf devletlerin yıllara göre mayın temizleme raporu yayımlamadığını ve ek süreyi de eylemsizliklerini sürdürmek için istediğini görüyoruz. Tüm bunlar sözleşmenin hem ruhuna hem lafzına aykırı olmanın ötesinde, kimi durumlarda anti-personel mayınların kullanılmaya devam etmesine de zemin hazırlamaktadır. Belki en rahatsız edici olan, bu yüzden hala hayatların yitirilmesi ve sakatlıkların yaşanmasıdır. Bu kabul edilemez. Mayın temizliğinin ertelenmesi veya hiç yapılmaması bize göre sözleşme hükümlerine aykırılık oluşturur ve Gözden Geçirme’ye giden süreçte de taraflarca bu şekilde ele alınmalı, Oslo Planı’na bu konu dahil edilmelidir. Sözleşme çerçevesinde yapılması gerekli çalışmaların önemsiz bir mesele gibi geçiştirilmesine izin veremeyiz.
• Üçüncüsü; sözleşmenin ve mayın yasağı normunun daha da yaygınlaştırılmasının önemi vurgulanmalıdır.
• Konuyu ulusal düzeyde samimiyetle sahiplenmenin ne kadar önemli olduğu vurgulanmalı, sözleşme yükümlülüklerinin yerine getirilmesinde bunun vazgeçilmez bir etken olduğuna dikkat çekilmelidir.
• Hayatta kalanların ve mağdurların kapsanması ve sözleşmenin her boyutuna – yalnızca yardım değil, karar alma süreçlerinden uygulamaya kadar her alanda – anlamlı bir biçimde katılmasının önemi, sözleşmenin temel hedefi bakımından bunun yaşamsallığı vurgulanmalıdır.
• Hayatta kalanlara yardım ve mağdur haklarıyla ilgili konular hem eşit öncelikli olarak kabul edilmeli, hem de en çok ilerleme kaydedilmesi gereken alan olarak değerlendirilmelidir.
• Sözleşmenin tüm yönleriyle uygulanabilmesini teminen, işbirliğinin ve yardım faaliyetlerinin (mayın eyleminin ana ayaklarından biri olarak mağdurlara yapılan yardımın ciddiyetle artırılması dahil) üst düzeyde sürdürülmesi konusunda verilecek taahhütleri de kapsamalıdır.
• Tüm ana ayaklarıyla birlikte değerlendirildiğinde, mayın eyleminin kalkınmanın önünü açtığına ve Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine ulaşmakta katkı sağladığına dikkat çekilmelidir.
• Son olarak, önceki Gözden Geçirme Konferanslarında benimsenen Eylem Planları dahilindeki taahhütlerin hala geçerli olduğu ve uygulanması gerektiği belirtilmelidir.
26/11/2019